Psikiyatrist Prof. Dr. Sayar, çocuklar eğlensin diye seyrettirilen sihir ve büyü içerikli fimlerin onlara doğadaki valıkları kutsal sayan pagan kültürünü aşıladığını söyledi.
Çocuğunuz ya da yeni büyümeye başlayan evlatlarınız bugünlerde garip hareketlerde mi bulunuyor? Kendilerini sizin tanımadığınız ya da ismini dahi duymadığınız karakterlerle mi özdeşleştiriyorlar?
Yüksek yerlerden atlamak mı istiyorlar, ya da `ben sihir yapabiliyorum, ben büyülüyüm bana bir şey olmaz` mı diyorlar. Evinizde ya da çevrenizde bu gibi durumlarla karşılaşırsanız çok da şaşırmayın çünkü sinemalar ve televizyonlar çocukları ve gençleri derinden etkileyecek fantastik, büyülü, ve sihirli film ve dizilerden geçilmiyor. İzlediği filmler ya da diziler vasıtasıyla etkilenip kendine zarar verenlerin haberleri hep gelir. İşte size o haberlerden bir örnek Osmaniye`nin Kadirli İlçesinde yaşayan 11 yaşındaki Ferhat Ü, hemen her televizyon kanalında yer alan `sihirli diziler`in kurbanı oldu. Mustuk ve Filiz Ü. çiftinin oğlu Ferhat, getirildiği Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi`nde doktorları da şaşırttı. Gizli güçlerinin olduğunu düşünen, sürekli yerde yatmak isteyerek izlediği dizideki kahramanın sözlerini tekrarlayan Ferhat 2.5 aydır okula da gidemiyor.
Telafisi zor izler bırakıyor
Ülkemiz televizyonlarında yayınlanan sihir, büyü ve fantastik öğe içeren bolca yapım mevcut bugüne kadar Sihirli Annem, Selana, Tatlı Cadı, Sabrina, Bez Bebek, Acemi Cadı, Kayıp Prenses, Cinlerle Periler, En İyi Arkadaşım, Kara İnci, Peri Masalı, Prenses Perpinya, Ruhsar, Tılsım Adası gibi yapımlar çocukları eğlendirse de aslında çocukların zihinlerinde telafisi zor izler bırakıyor.
`Çocuğum biraz eğlensin` tutumu yanlış
Geçen hafta gösterime giren Harry Potter ve Melez Prens seyirciyi büyülü dünyaya davet ediyor. Tıpkı daha önce sinemalarımızı ziyaret eden 5 filmi (Harry Potter ve Felsefe Taşı, Sırlar Odası, Azkaban Tutsağı, Ateş Kadehi ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı) gibi. Harry Potter`ın bizi çağırdığı büyülü dünya Türk seyircisine çok da yabancı gelmiyor artık. Çünkü bu türü artık filmlerimizde bilhassa televizyon dizilerinde bolca görüyoruz. Uzmanlar şiddetle uyarıyor, `çocuklarınızı bu tür film ve dizilerden uzak tutun` diye. Lakin bilinçsiz ebeveynler `çocuğum biraz eğlensin` tutumunu takınarak çocuklarını bu büyülü dünyaya salıveriyor.
Sayar: Bu tür yapImlar Pagan kültürünü aşılıyor
Konu hakkında görüşünü aldığımız ünlü Psikiyatrist Prof. Dr. M. Kemal Sayar bu tür film ve dizilerin çocuklar üzerinde bıraktığı tahribatı özetleyen ve her anne babanın bir kez daha düşünmesini sağlayan cümlelerine kulak verelim. Sayar, `8 yaşından küçük çocukların kesinlikle ve kesinlikle bu tür film ve dizilerden uzak tutulmalıdır` diyor. Nedenini ise, `8 yaşından küçük çocuklar fantastik dünya ile normal hayatı ayır edemezler. 8 yaşından sonra yavaş yavaş gerçek dünyalarını algılamaya başlıyorlar.` ifadelerini kullanıyor. Konuşmasını ise, `8 yaşından sonra daha çok ergenlik çağlarında bu tür filmler seyredenler değişik arayışlara gidiyor. Ve kendine ait olmayan kimlikleri bürünüyorlar. Ayrıca kendilerini farklılaştırmak için Satanizm ağına düşebiliyorlar. Bu tür yapımlar Pagan kültürünü propagandasını yapıyor. Filmde geçenler izleyiciye evrensel doğrularmış gibi sunuluyor. İnancın temeli olan öteki dünya (ahiret) ile ilgili komik tasvirler yapılarak izleyicinin itikatları muhasara altına alınıyor.` diyerek bitiriyor.